Outdoor (Dış Mekan) Öğrenme




Erik Erikson derki; “Yaratıcılık çocuğun dehasında ve yerin ruhunda başlar.”

Çocuklar hareket etmek için yaratılmışlardır. Ve yapılandırılmamış açık hava oyunları, onlar için aslında bir çeşit değişimin düğmesidir. Doğada ve dışarıda yapılan oyunlar sadece günü parçalara ayırmaya yaramakla kalmaz, aynı zamanda çocukların bastırılmış enerjilerini ve duygularını dışa vurmalarını ve sınıfta öğretilenleri zihin-beden bağlantısının geliştiği bir oyun ortamında uygulamalarını sağlar.
Hababam Sınıfı kampta yemek yerken Mahmut hocaya sızlanmaktadır. Öğrenciler ile Mahmut hoca arasında şu diyalog geçer;
  • Böyle okul mu olur hocam?
  • Okul sadece dört yanı duvarla çevrili tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı... Öğrenimin, bilginin olduğu her yer okuldur.
  • Allah aşkına hocam, bu okulda insan ne öğrenir?
  • Yaşamayı, mücadele etmeyi, doğayla savaşmayı öğrenirsiniz. Bilgili olmayı en önemlisi kendinize karşı saygılı olmayı öğrenirsiniz. Bu saydıklarım eğer bir okulda yoksa orada sadece bir taş yığını vardır.

Mahmut hoca dışarıda öğrenmeyi bu şekilde tanımlarken, nedir Dış Mekân Öğrenme?
1970’lerde dış mekân öğrenme için birçok dernek ve ulusal grupların katkılarıyla bir macera başladı. 26 Eylül 1970’te Dış Mekân Öğrenme Derneği’nin profesyoneller ve öğrenciler ile kurulmasıyla hayatımıza dış mekân öğrenme dâhil oldu. Bu dernek kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olup The Association of Outdoor Recreation and Education (AORE), dış mekân rekreasyonlarında ve eğitiminde ilerleme için taban bir kuruluş olmuştur. Şu an hala çalışmalarına devam etmekte ve her yıl konferanslar düzenlemekte.

Dış mekân öğrenme, deneyimsel öğrenme ve çevre eğitiminin teorikte ve pratikte birleşiminden oluşan yenilikçi ve aktif bir eğitim yaklaşımıdır. National Association for Outdoor Education (NAOE) tarafından yapılan tanıma göre Dış Mekân Öğrenme; rehberli eğitim yoluyla öğrenmede kırsal ve kıyısal çevrenin kaynaklarını öğrenme materyali olarak kullanmakdır. Eğitim materyallerini doğrudan deneyimlenerek eğitim hedeflerine ulaşılmasıdır.

Bir nevi kitap ve taş duvarlar olmadan yaratıcılık, maceraperestlik, hareketlilik içeren bir öğrenmedir. Bu öğrenmede öğrenenin sahip olması gereken özelliklerden çok yapabileceği yeteneklere odaklanıldığından, yani öğreneni merkeze alması ve öğrenenin deneyimlerinden yola çıkılmasından dolayı daha etkili bir yöntemdir.

1975’teki Dartington konferansına göre  Dış Mekân Öğrenme, açık havada yaşama, hareket etme ve öğrenme ile ilgili faaliyetleri ifade etmek için kullanılır. Buna hayatta kalma, konut deneyimleri ve çevreyi gözlemlemekle fiziksel ve endişe verici çeşitli faaliyetler dâhildir. Açık havada normalde kendine güvenin gerekli olduğu durumlar da yorumlanacaktır. Bu faaliyetler öncelikle tutum ve ilişkiler geliştirmeyle ilgili amaçlar dâhilinde hedeflere ulaşmak için seçilmekte ve tasarlanmaktadır.

Dış Mekân Öğrenme normalde dışarıda gerçekleşen, genellikle maceraperest bir bileşene sahip olan, çoğunlukla fiziksel aktiviteleri ve deneyimleri kapsar ve her zaman doğal çevreye saygı duyar. Ekipman yerine deneyimleri dikkate alan bir yaklaşım, çocukların öğrenme merkezinde yer almasını sağlar ve bireysel çocukların öğrenme ve gelişim ihtiyaçlarının dikkate alınmasını ve etkili bir şekilde karşılanmasını sağlar.

Kolb, öğrenmeyi “deneyimin bilgiye dönüştürüldüğü süreç” olarak tanımlar ve Deneyimsel Öğrenme Teorisinde, öğrenmenin öğrencinin ve öğrenme alanının karakteristik özelliklerinden etkilendiği söylenmektedir. Okulsuz Toplum adlı eserinde İvan İllich  eğitimi, öğrenmeyi kolaylaştıran koşulların seçimi olarak görür. Peki, dış mekân öğrenmede eğitimi kolaylaştıran koşulun beslendiği diğer yaklaşımlar nelerdir?

“Reggio Emilia” yaklaşımında okul, aile ve toplum işbirliği içerisinde öğrenenin hayatın anlamıyla ilgili sorularının cevabını vermesindense bu cevapları buldurmayı içerir. Öğrenen gelişimlerini destekleyici ve ilerlemelerini teşvik edici bir ortam yaratabilmek ve kendi fikirlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır. Öğrenenin bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurur. Reggio Emilia yaklaşımında, öğrenene somut yaşantılar sunulur, bu sayede yeni deneyimler kazanmalarına yardımcı olunur. Öğrenen birey araştıran, üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir. Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik araçlardan yararlanabilirler. Örneğin; resim, heykel, müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi.

Bir diğer yaklaşım ise “Montessori” yaklaşımıdır. Günümüzde Montessori yaklaşımı birçok ülkede okul öncesinde ve ilköğretimde bir eğitim modeli olarak uygulanmaktadır. Bu yaklaşımda öğretilecek olan bilgiler, çocukların anlayabileceği düzeyde somutlaştırılır ve ezber kaygısı olmadan öğrenilmeleri için de bir takım yöntem ve materyallerle sunulur. Farklı duyu organları ile materyallerin çeşitli özelliklerini keşfetmeleri, öğrenmeleri için çocuklara özgür ve rahatlatıcı bir ortam sunulur. Çocuklara ihtiyacı olan çevreyi sağlamak ve o çevre içerisinde bağımsız bir şekilde öğrenmesine olanak sunmak esas alınır. Montessori yaklaşımında gerçeklik ve doğallık büyük önem taşır.

Dış Mekân Öğrenmenin Amaçları
  • Olumsuzlukların üstesinden gelmeyi öğrenme
  • Kişisel ve toplumsal gelişmeyi arttırmak
  • Doğa ile ilişkileri derinlemesine geliştirmek

Dış Mekân Öğrenme Nedir?
  • Dış mekân, deneyimin merkezi bir parçasıdır
  • Dış mekânda olmak veya bağlantılı olmak kişisel gelişim için çok önemlidir.
  • Öğrenmeyi öğrenme, öğrenme alışkanlıkları, üst-biliş güçlendirmedir
  • Empati geliştirmeye yardımcı olur
  • Açık hava mekânını yalnızca mekân olarak değil, araç olarak kullanır.
  • Dışarıda öğrenmekten farklıdır
  • Modern toplum için gerekli davranışları cesaretlendirir
  • Risk / fayda, işbirliği, sosyal becerileri içerir
  • Deneyimseldir
  • Gerçek bir durumdur
  • Mekân ile kişisel bir ilişki kurar
  • Evrende bir yer edinme duygusunu teşvik eder
  • Öğreneni merkeze yerleştirir
  • Çevreyle olan ilişkileri cesaretlendirir
  • Duygusal zekâyı geliştirir
  • Herkese açıktır.
  • Öğrencilerin kendilerinin ve diğerlerinin bilgilerini geliştirmelerine olanak tanır.
  • Hayat boyu olabilir.
  • Küresel boyutla bağlantılıdır.

Bir kaç tanım örneği vermek gerekirse;

Dış Mekân Öğrenme; deneyimin merkezi bir parçası olarak açık havada olmaktan ibaret herkese açık, öğrenmeye aktif, deneyimsel bir yaklaşımdır. Dış çevreyi, deneyimi, bilgi, beceri, tutum ve davranışlara dönüştürmek için bir araç olarak kullanmayı amaçlar.

Dış Mekân Öğrenme; kişisel, sosyal ve çevresel anlayış ve becerileri geliştirir. Risk, sağlık, toplum ve sürdürülebilirliğe yönelik bir takım olumlu tutum ve hareketleri teşvik eder.

Dış Mekân Öğrenme; kendisi, başkaları, çevre ve özel müfredat bilgilerini geliştirmeye yardımcı olabilir. Bilişsel, duyusal ve psikomotor becerileri geliştirme aracı sunar. Empati, hoşgörü, anlayış, işbirliği ve işbirliğini teşvik eder.

Diğer Ülkelerde Dış Mekân Öğrenme
20.yüzyılın başlarında açık hava okulları Kuzey Avrupa’da oldukça yaygınlaşmaya başladı. Bu okullar aslında İkinci Dünya Savaşına yaklaşan dönemde ortaya çıkan tüberküloz hastalığının artışını önlemek ve onunla mücadele etmek için tasarlanmıştı. Okullar, temiz havaya, iyi havalandırmaya ve açık havaya maruz kalmanın her şeyden önemli olduğu konseptine göre inşa edildi. Dersler, etrafı çevreleyen ormanda veriliyordu. Bunun, şehir gençlerinin bağımsızlık duygusu ve özgüven kazanmasına yardım edeceğine inanılıyordu. Açık hava okullarında eğitim 1970′lere kadar popülerliğini korudu. Antibiyotiklerin hayatımıza girmesi ve evdeki sosyal şartların gelişmesiyle, İkinci Dünya Savaşından sonra açık hava okullarına giderek daha az ihtiyaç duyulmaya başlandı ve bu okullar yavaş yavaş yok oldu.

Türkiye’de Dış Mekân Öğrenme
1972 yılında Stockholm’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı’nda çevre eğitimine yönelik ilk temeller atılmaya başlanmıştır. 1977 yılında Tiflis’te gerçekleştirilen Hükümetlerarası Çevre Eğitimi Konferansı’nda Türkiye de yer almıştır.

Tiflis Konferansında kabul edilen kararların ışığında ülkemizde okullarda formal ve informal öğretim etkinliklerinin gücünden yararlanarak çevre eğitim programlarında reformlar yapmış ve çağın gereksinimlerine uyum sağlamaya çalışılmıştır.

Eğitim programları içerisinde okul dışı öğrenme ortamlarının kullanımı ile ilgili genel olarak, “Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımıyla uyumlu öğretim stratejilerinden biri de sorgulayıcı araştırma tekniğidir” ifadesi yer almaktadır.

Türkiye’de Dış Mekân Öğrenmeyi Ön Plânda Tutan Kurum/Organizasyonlar
BBOM okulun hayatın bir bileşeni olduğuna, çocukların dünyanın ve eğitim alırken içinde yaşadıkları çevrenin gerçeklerinden ayrı tutulmaması gerektiğine inanıyor.

BBOM okullarının çocuk merkezli eğitim yaklaşımı, öğrencilerinin yetenekleri ve ilgi çeşitliliğini kucaklıyor. Çocuklar bu anlayışla kendi haftalık öğrenme planlarını hazırlıyor ve hangi çalışma alanlarına (seramik, yoga, film, halı dokuma vs) katılacaklarını kendileri belirliyor.
Yaratıcı, yenilikçi ve araştırmacı olmak çocukların doğasında var.  Oyun, resim, heykel, matematik, dans, müzik onun yüzlerce dilinin birkaçı. YeniOkul; çocuğun içindeki potansiyeli açığa çıkarabileceği ve kendini gerçekleştireceği çevreyi sunmak için kuruldu.

YeniOkul’da, çocukların aracısız öğrenmesini sağlayan ve özgürce keşfetmesine imkân tanıyan zengin bir çevre oluşturulmuş durumda. Sadece sınıfları değil, bahçeden kütüphaneye, atölyelerden avluya, okulun her yerini bir öğrenme ortamı olacak şekilde düzenlemiş durumdalar. Çocukların araştırarak, deneyimleyerek ve gözlemleyerek, çevreyle iletişim halinde öğrenmeleri için, eğitim ortamının duvarlarla sınırlandırılmadığı, şeffaf ve geçişli bir çevre yaratılmış durumda.
Günümüzde eğitimin daha çok iç mekânda yapıldığı bir dönemde eğitimin dış mekâna taşınması, daha çok çocuğun bu imkâna sahip olması gerekmektedir.

Doğada Öğreniyorum; hava şartlarından dolayı iç mekânları tercih eden yetişkinlerin, eğitimcilerin, ebeveynlerin “kötü hava” algısını değiştirmek ve çocukların yeniden doğayla bağı kurabilmeleri için yola çıkmıştır. Dört duvarın dışında da eğitimin yapılabileceği anlayışını yayabilmeyi hedeflemektedir. Yaşayarak öğrenmek ve yaşatarak öğretmek temel yaklaşımdır.

Doğada Öğreniyorum’un temel hedeflerinden biri hizmet içi eğitim vermektir. İskandinav ülkelerinde yaygın olan orman ve doğa temelli anaokullarını, sınıf dışı eğitim ve orman sınıflarını Türkiye’de de yaymayı hedeflemektedir. “Orman anaokullarına giriş” ve “Sınıf dışı eğitim ve Orman Anaokulları” alan uzmanları tarafından öğretmenlere verilen eğitimlerden birkaçıdır.
Orman Okulu Projesi 15 yıllık anaokulu ve 7 yıllık kamp, eğitim projeleri ve outdoor aktivitelerinin sonucu olarak çocuklarımıza verdiğimiz değer üzerine ortaya çıkmıştır. Orman Okulu ormanlarda ve ağaçlık alanlarda, çocuklar için aktif katılımlı öğrenme yöntemlerinin uygulandığı, tüm öğrencilerine eşit, kendilerine güven ve öz saygı geliştirebilecekleri bir ortam sunan ilham verici bir eğitim modeli. İlköğretim müfredat programlarıyla birlikte yürütülüyor.

Orman okulu; kendini çabuk toparlayabilme becerisi, özgüven, bağımsızlık ve yaratıcılığı teşvik ederek katılımcılarının bütüncül gelişimini desteklemeyi amaçlar.

Orman Okulu; öğrencilerine, ortama ve kendilerine uygun, hesaplanmış riskler alma imkânı sunar.

Orman okulu, tek seferlik bir geziden ziyade, doğal bir ortam veya ormanlık alanda gerçekleştirilen sık ve düzenli ziyaretlerden oluşan uzun vadeli bir süreçtir.
Waldorf Pedagojisi, çocuğun bedensel ve ruhsal sağlığını desteklemek ister ve eğitimin yaşamın ileriki safhalarındaki olası etki ve sonuçlarını sorgular.

Çocukların bedensel, ruhsal, zihinsel yaratıcı yeteneklerini geliştirebilecek biçimde bağımsız yetişmeleri gerektiği görüşünde olan, yaşamın ilk yedi yılının önemini kavramış, ezberci ve baskıcı eğitim sistemini onaylamayan, çocukları için daha insani bir eğitim isteyen anne babalar ve eğitmenler tarafından Waldorf Pedagojisi çerçevesinde faaliyetlerini yürüten bir kuruluş.
Hiç matematik sevmeyen bazı gençler, aralarından birinin deyimiyle “matematiğe son bir şans vermek için” Köy’e gelmişler ve sadece matematiğe değil, kendi zekâlarına da hayret ederek Köy’den ayrılmışlardır.

Matematik Köyü’ne matematikte olağanüstü başarılı gençler de geliyor. Ne yazık ki çoğu zaman bulundukları yörede bu gençlerin birçoğunun dinmek bilmeyen meraklarını giderecek, heyecanlarını canlı tutacak, onları yeni maceralara sürükleyecek, ufuklarını açacak bir merci bulunmuyor. Ayrıca birçok genç daha iyisini bilmediği için matematiği sınavlara indirgiyor. Matematik Köyü’nde gençlere akademisyenlerin ilgi alanına giren gerçek matematik sunarak, onlara sınavlardan öte olağanüstü bir dünyanın varlığını gösteriyoruz. Matematik Köyü sayesinde bugüne dek birçok genç üniversitede tercihini matematikten yana kullanmıştır.

Matematikte iyi olsun ya da olmasın, Köy’ü bir kez ziyaret eden bir genç tekrar tekrar Köy’e gelmekte istemekte ve gelmektedir.

Kaynaklar
  • Ural, A. Illich I. (Ed.)(2016) Okulsuz Toplum. İstanbul: Şule.
  • Alıcı, D., Coral, M.N. ve Tungaç,A. (2016), Doğa Deneyimine Dayalı Çevre Eğitimine Yönelik Özyeterlilik Algısı Ölçeğinin Geliştirilmesi: Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması, International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume, 11/19,  693-708
  • https://en.wikipedia.org/wiki/Outdoor_education
  • http://www.aore.org/history_mission_bylaws.php
  • http://www.egitimpedia.com/duvarsiz-siniflar-dunya-tarihinin-unutulan-acik-hava-okullari-cagi/


Yorumlar