Sağım solum önüm arkam medya. Özellikle de sosyal medya.
Günümüzde yaşayan biri(kendini bir mağaraya kapatmamışsa), ister istemez medyayla iç içe yaşıyor, bundan kaçmak mümkün değil.
Özellikle gençlerin aşırı medya kullanımı bir bağımlılığa dönüşmekte ve bunu eleştiren birçok çalışma, akademik camiada ve sanat dünyasında dile getiriliyor. Ama etkili bir çözüm önermeden eleştirmek herhangi bir çözüm üretmiyor. Yeşilay, bağımlılıklarına “teknoloji” başlığını da eklemiş durumda.
Amerika’da okul düzeyindeki çocuklar, içeride uzun süre kalıp dışarı çıkmamaları nedeniyle hem sosyalleşemiyor hem de sağlıksız bir şekilde büyüyorlar. Buna güzel bir çözüm, hep vurguladığımız oyunlaştırma yöntemiyle geldi: Pokemon Go! oyunu geliştirildi ve inanılmaz başarılı oldu. Oyun 6 Temmuz'da piyasaya çıktıktan sonra sadece 24 saat içerisinde ABD'de Apple Store'un en çok satanlar listesinin ilk sırasına oturdu.
Medya Okuryazarlığı Da Ne Ola Ki?
Zaten teknolojiden kaçmak da bir çözüm de değil. Son yıllarda genelde teknoloji, özelde ise medyanın akıllıca kullanımı üzerinde durulmaya başlandı. Medya okuryazarlığı, Millî Eğitim Bakanlığı’nın RTÜK ile işbirliği içinde müfredata eklediği Medya Okuryazarlığı dersi ile duymaya başladığımız bir kavram.
Hepimiz medyada bir şeyler okuyor ve yazıyoruz zaten diyorsanız, medya okuryazarlığı bundan daha fazlası. İnsanları medyanın zararlarından korumak değil onların kendi bağışıklık sistemlerini geliştirmeleri sağlamak amaçlanıyor. Yani farkındalığı artırma ile ilgili.
Tanımlayacak olursak medya okuryazarlığı, kitle iletişim araçları yoluyla elde edilen bilgileri çözümleyerek bağımsız yargılar geliştirmemize yardımcı olan eleştirel düşünme becerisidir.
Peki Neden Bu Kadar Önemli?
Çünkü;
1-Tüm medya yapıtları bir kurgudur.
2-Medya bir gerçekliği yansıtmaz, kendi gerçekliğini oluşturur.
3-Güç odakları, hegemonyalarını devam ettirmek için medyayı kullanır. Amerika’nın Afganistan’ı işgali öncesi propaganda ile halkın %95’inin desteğini alması örnek verilebilir.
4-Kelimeleri okumak kadar onların ardındaki dünyayı okumak da önemlidir. Örtük (sübliminal) mesajlar her ne kadar yasaklanmış olsa da kontrol edilememektedir.
5-Popüler kültür ürünleri sadece eğlence değildir. Zannetiğimiz kadar masum da değiller! (Merak edenler, Henry A. Giroux’nun Disney’i anlattığı “The Mouse That Roared” kitabına müracaat edebilirler) Filmler, diziler, reklamlar ve vs. eleştirel bir yolla çözümlenmeli.
Peki Ne Yapabiliriz?
Çözüm odaklı düşünecek olursak medya tercihlerimizin farkında olmak için yapabileceklerimizi şöyle sıralayabiliriz:
>>>Break Free, Quality Time gibi uygulamalar aracılığıyla günlük telefon kullanımımız hakkında istatistik edinebilir, aşamalı bir şekilde azaltmaya çalışabiliriz.
>>>Medya okuryazarlığının 4 aşamasının olduğunu unutmamalı: Erişim, Çözümleme, Değerlendirme, Üretim.
Farklı kanallardan verileri takip etmek, medya içerikleri üzerine kafa yormak, bize hazır olarak sunulanı eleştirmek ve sorgulamak, medya üretim sürecinde aktif rol almanın yanı sıra resim, video, haber, içerik editleme becerilerimizi geliştirebiliriz.
>>>Medya okuryazarlığının sadece belli bir kesimin değil, herkesin edinmesi gereken bir beceri olduğunu göz ardı etmemeli.
>>>Eleştirel bakış açımızı hiçbir zaman kaybetmemeliyiz.
Son söz niyetine Platon’dan bir söz aktarıp bitirelim:
“Sorgulanmayan bir yaşam, yaşanmaya değmez.”
Sağlıcakla kalın.
Öğrenem Tasarımları Gönüllüsü
Nurullah ESENDEMİR
KAYNAKLAR
Giroux, Henry A. (1999), The Mouse That Roared, Rowman&Littlefield Publishers, Oxford.
Silverblatt, A. & Eliceiri, E. (1997), Dictionary of Media Literacy. Westport, CT: Greenwood.
Şahin, Abddurrahman, (2014), Eleştirel Medya Okuryazarlığı, Anı Yayınları, Ankara.
Yorumlar
Yorum Gönder